Eğitimde ne söylendiğine değil, kimin söylediğine bakanlar fena çuvalladı. Keşke haklı çıkmasaydık dediğimiz günlerden geçiyoruz. Peki ne oldu da böyle oldu?
Eğitime değil sınava dayalı sistemin defosu dershane bağımlılığını yarattı. Siyaset malum cemaatle balayı yaşarken palazlanan dershanecilik ve zincir özel okulların saadeti 17-25 Aralık miladıyla kırıldı. Bağımlılığı tetikleyen koşulları değiştirmeden tüm dershaneleri kapatma iddiası nihayetinde duvara tosladı. Sene 2014 yumuşak geçişin amiral gemisi temel liseler icat edildi, reis de güya geri adım atmamış oldu.
Vergilerimizle dağıtılan ama asla kullanılmayan ücretsiz ders kitaplarıyla, müfettişe ayrı, öğrenciye ayrı ders programlarıyla, hormonlu karne notlarıyla adı temel lise özü dershane, apartmandan bozma “şeyler” müşteri akınına uğradı. Öyle ki; %1 lik dilimle girilen fen liseleri ile en köklü Anadolu liseleri 12. Sınıfta şube oluşturacak öğrenciyi bulamadı. Lise okuyup üniversiteye hazırlanmanın mümkün olmadığı hallerden bahsediyoruz, ne acı. Sonuçları için uyardığımız yetkililer şaşkındı. Bu defa temel liseleri özel Anadolu liselerine dönüştürmek, devlet liselerinde sınava yönelik etüt hizmeti vermek gibi harika bir çözüm icat ettiler. Geçiş için takvim belirlendi, dönüşüme devlet desteği sözü verildi, devlet okullarındaki yüklü müfredata ek etütler tanzim edildi. Kağıt üzerinde pek de hoş, çok da güzel idi.
Yıl 2019. Plana göre temel liselerin kapanma/dönüşme yılı. Apartman dairesinden standarta uygun okula evrimleşmenin maliyetini kendi başına ya da emsalleriyle voltranı oluşturarak becerebilen temel lise sayısı 100 kadar. 900 küsuru sürenin uzatılmasını ya da devletin bedelsiz arazi, faizsiz kredi sözünü tutmasını umuyor. Umduklarını bulamazlarsa öğrencilerine ödenmiş teşvikler boyunlarına borç olacak, hepten batacaklar. Bu işin ticareti. Kötü senaryoda dönüşemeyen temel liselerin bu yıl 12. Sınıfta olmayan öğrencileri seneye akacak mecra bulamayacak, net. Bu çocukların özel anadolu lisesi, açık lise+özel ders, eski puanlarıyla yamanacakları bir devlet okulu arasında seçenekleri var. Allah kolaylık versin.
Öyle ya da böyle temel liseden özel Anadolu lisesine dönüşenler ne alemde dersiniz? Müşterisi olan bilir ki, bina değişti, adı değişti sadece. Vallahi de tillahi de özü temel lise, temelde dershane. Açacak olursam: yine şeklen bir ders programı ve müfredat var, özünde üniversite sınavına yönelik dershanecilik hizmeti veriliyor. İspatı için sömestr karnelerine bakmak yeter. 90 altında notu olan öğrencisi yok, bulamazsınız. Görmedikleri derslerden (içinde illa ki değerler eğitimi falan vardır, ironik) yüksek notlar alan öğrenciler sınav alanlarına uygun yoğun eğitim alıyorlar ve hatta sömestr tatilinde falan değiller. 15 günlük “resmi” tatilin ilk haftası tam, 2. Haftası yarı zamanlı etütteler. Yarış amansız, velilerin beklentisi ve ödentileri yüksek.
Dönelim devlet liselerine… Nitelik farklarıyla, sözleşmeli, ücretli, kadrolu öğretmenleriyle, kayırılan veya itelenen liseler türlü hallerde. Tercih sıralarında başa güreşen proje okuları, fen liseleri ve %1 lik dilimle girilebilen Anadolu liseleri 11. Sınıftan itibaren boşalmaya başladı. Devlet liseleri güya açık büfe zorunlu-seçmeli derslerle günde 8 saati doldursa da üniversiteye hazırlıkta kifayetsizdir. Dershaneler “güya” kapandığı için formal bir desteğe olanak yoktur. Öğrenciler ya herru ya merru temel liseye aktılar. Alabilen devlet desteği aldı, alamayan ceketini sattı. 9 ve 10. Sınıfta talep rekoru kıran devlet liseleri 11 ve 12. Sınıfta boşaldı. Tez etüt verilsin, hemi de bedava olsun buyruğu “ucuz etin yahnisi” misali derman olmadı. Şimdilerde suç duyurusu gibi haber konusu olan kimi muteber liseler adına sınav kampı demeden sömestr çalışma turları organize ediyor, bilinsin. Öğrenciyi özele kaptırmadan, görece ucuza ama yoğun bir sınav etüdün hediyesi 900 ila 2000 lira arasında, hem de tatilde. Fena mı? Futbolcu kamplarıyla meşhur Antalya, Afyon, Alanya otelleri artık öğrencileri ağırlıyor. Parası varsa elbet. Övünün eserinizle!
Demek ki neymiş? Beyanla akıbet aynı olmuyormuş. Tecrübe ve bilginin çığlığına kulak verilmezse filmin sonu felaket. Neslimiz gibi parayı da zamanı da heder edeceğiz. Eğitimdeki bu çöküş durdurulmazsa enkazdan seslenip “orda kimse yok mu” demeyin. Vardık.
Öğr. Gör. Cansel GÜVEN
AES Onursal Başkanı