Seçime doğru son aya girilmişken siyasi rekabet sınır tanımıyor. Seviye yatak odasına kadar inmişken ülkenin acil sorunları ötelenmektedir. Uzun vadeli çözümler ve temel ihtiyaçlar yerine popülist söylemler, çılgınca projeler duymaktan yorgun düştük.
Her parti 4 yıl için iktidara soyunsa da icraatlar daha uzun dönemleri etkilemektedir. Ülke insanın işsizlik, terör, yoksulluk ve toplumsal suçlara karşı en büyük sigortası eğitimdir. Bu konuda tasarrufa gidildiğinde hangi bedellerin ödendiğini artık biliyor olmalıyız. Tecrübelere rağmen eğitimin en önemli malzemesi olan öğretmenlerden tasarruf, hatta cimrilik ediyoruz.
İdeal sınıf mevcutlarıyla nitelikli eğitim için en az 200 bin öğretmene ihtiyacımız var, hemen şimdi. Atama bekleyen 300 binden fazla öğretmenimiz içinse bıçak kemiği çoktan geçti. Önümüzdeki günlerde yapılacak olan öğretmen atamalarında tahsis edilen kadrolara baktığımızda kimi öğretmen adayı 100 üzerinden 90 a yakın puanlarla, kimisi 0 (sıfır) taban puanıyla atanacak. Bu bile istihdam politikasından yoksun olduğumuzun, KPSS nin bir ölçü olmadığının ispatıdır.
Hükümet yetkilileri Haziran atamalarını 2010 KPSS skandalından borçlandılar. Gelin görün ki 2011 yılı yaz döneminde yapılmak üzere tahsis edilen 55 bin kadrodan eksiltecekleri anlaşılıyor. Bu durum hem 2010 da atanabilecek olan adaylar için hem de 2011 atamasını bekleyenler için haksızlıktır.
Sözleşmeli ve ücretli çalışmanın zorluğu bile atama bekleyenleri yıldırmamaktadır. İnsan işsizlikle imtihan edildiğinde, iş umudu belirsiz sürelere ötelendiğinde “sözleşmeli de olsa” atanmak istiyor.
Tepki ve eylemin en şiddetlisi olan intiharla anılan ataması yapılmayan öğretmenlerimizden bana ulaşan sesi, kulağı vekil yatak odalarına takılı kalan siyasiler için yükseltmek istiyorum:
***
“Bizler 2010 KPSS kopya skandalı nedeniyle uzun zamandır mağduriyetinin giderilmesini bekleyen, ÖSYM tarafından geleceğine gölge düşürülen öğretmen adaylarıyız.
Sayın Bakanımız mağduriyetimizi gidermek için 1 Haziran da 30.000 Kadrolu Ek Alım yaparak mağduriyetimizi gidermek istemiştir. Bu takdirle ve teşekkürle karşıladığımız bir durumdur. Fakat gözden kaçan bir durum vardır; o da verilen bu 30.000 atamanın tamamının ilk atama olmamasıdır. Zaten atanmış olan sözleşmeli öğretmenler 2009/2010 puanlarını kullanarak kadro için tercih hakkına sahiptir. Tercih yapan sözleşmeli öğretmenlerin bize verilen kadrolara yerleştirilmesiyle yeni atama yapılmış olmayacaktır. Halen görevde olan sözleşmeli öğretmen bu defa kadrolu atanacaktır. Oysaki verilen 30.000 rakamı kamuoyunu 30.000 yeni öğretmen alımı varmış gibi yanıltmakta, en önemlisi biz ilk atama bekleyen on binlerce öğretmen adayını ve ailelerini tekrardan umutsuzluğa sürüklemekte, ikinci kez mağdur etmektedir.
Bizler Türkiye’nin her yerinde sözleşmeli, kadrolu demeden, ekstra ücretler talep etmeden, şikayet etmeksizin çalışmak için görev bekleyen genç öğretmenleriz. Kadrolu alımın hemen arkasından boşalan sözleşmeli pozisyonlara yönelik bir ek atama yapılmasını talep ediyor, gerekli duyurunun biran önce yapılmasını istiyoruz. Bilgilerinize arz ederiz.”
Ataması Yapılmayan Öğretmenler
***
Cansel GÜVEN