Keşke haklı çıkmasaydık dediğimiz anları çokça yaşadık. En beter sınav Covid ile geldi, gitmiyor.
Biz bu salgından önce de sapır sapır dökülüyor, ölüyorduk. Önlenebilir türlü kaza, afet hatta terör saldırılarında üçer beşer öldüğümüzde gündem oluyor, değilse tezden unutuluyorduk. Eğitim şehitlerimiz, gazilerimiz de aynı hesaba vuruldu hep. Servislerde unutuluyor, taşımalı eğitimde kazaya kurban gidiyor, okul bahçesindeki rögarlara düşüyor, demir kapılar, dolaplar, lavabolar veya kale direkleri altında eziliyorduk. Kalabalıktık Allahtan haberin değeri gündemi meşgul etmiyordu. Biz eğitim zayiatı olmaya alıştırıldık.
Ateş de hep düştüğü yeri yaktı ama bu defa farklı. O ateş belki kıvılcımlar halinde, süslü okul çantalarında, suluk ve kalemliklerde, oğlumuzun kızımızın formasında, servislerle taşınıp evimize gelecek. Biliyor öngörüyoruz, ama illa deneyecekler…
Eğitimi konuştuğumuz zamanlarda eğitilecek olandan başlayarak “önce sağlık” demiş idik. Bu lanet salgından önce de okullarımızın temizliği ve güvenliğine ilişkin endişeler haklı gerekçelere dayanıyordu. İnsanlarımızın öncelikli gündem sıralamasında ilk üç sırayı terk etmeyen “eğitim” konuşulduğunda başarı kadar güvenliği de tartışmaya çalıştık. Romantik bulundu, canlı yayınlarda ta oradan başlamayın, o kadar vaktimiz yok reklama gidiyoruz denildi, savuşturulduk. Dersi veren ve alan sağ salim kalmazsa kimi eğiteceksiniz efendiler?
İddiam odur ki özel okullara yönelimin motivasyonu başarıdan önce güvenliktir. Bu yüzden öğrenci kreşlerine döndü özel okullar. Notundan emin olmakla birlikte tuvaletinden yemekhanesine, kapıdaki güvenliğine, hijyen ve sosyal ortamın elitliğine dair EMİN OLMA KAYGISI. Evlattan değerlisi yok, paralara kıydık çocukları emanete verdik.
Şimdi virüsle terbiye ediliyoruz. Kıymetli bebelerimiz 31 Ağustosta örgün eğitime dönecekti güya. Yakın gelecekte döndürebilene helal olsun. Siyasi görüşünden bağımsız olarak her veli ÖNCE SAĞLIK diyecek, dediğimize gelecek. Devletin okulları arasında uçurum derin. Salgından önce sürünmekte olan okullar şimdi magmaya ermiş. Bırak temizliği ücretli öğretmeni bile yok. Bakan kitap dağıtıyor mevsimlik işçi çocuklara, o çocukların okula dönme ihtimali yok
Evladını bin bir fedakarlıkla özel okula gönderecek olanlar uzaktan eğitim indirimi kovalayacaktır ki haklılar. Açıkken başka, uzaktan başka tarife yani. Ekonomik kriz ve salgının etkisiyle özelden devlet okuluna yönelecek olanların B planı özel derstir uyandırayım. Öğretmenin veya öğrencinin seyyar olacağı bu seçenekte de güvenlik sorunu düşünülmelidir. Sayılan seçenekleri değerlendirecek grup %20 lere karşılık geliyor. Geri kalan %80 ne olacak dersiniz? Uzaktan yakından eğitim süreçlerinde dipte kalan, azına hatta hiçine razı kalan kalabalıklar… O çocuklar ki, salgından önce de çatlak patlak binalarda, bir var bir yok ücretli öğretmenlerle, değişen sınav sistemlerine karşı takviyesiz, beslenmesiz, harçlıksız, sabahın köründe, akşamın karanlığında yollarda, Allaha emanet” okuyorlardı”. Salgında %55 i uzaktan eğitimin bile uzağında kaldı, EBA yı kullanamadı. Zorunlu eğitim çağında olup nerede olduğunu bilmediğimiz 750 bin çocuğumuz var idi, bir o kadar da vatandaşımız olmayan mülteci çocuk ekleyin, okul öncesi çağda 1.5 milyon çocuk zaten hesapta yok, yaşam boyu eğitimden yararlanıyor olması gereken her yaştan 8 milyon öğrenciyi de hesaba katın, “eğitimde her olasılığı hesapladık” diyenlere inanın. Kervan yolda dizilir demek ayıp kaçar diye b,c,d planlarımız var diyorlar. Gelişine vuracaklar…
Ben de diyorum ki kendi göbeğimizi keseceğiz a dostlar. Maske, mesafe temalı trajikomik paylaşımlar yapan sağlık bakanlığı kadar MEB var. Aklınızı kullanın, azsa aklı erenlere danışın. Çocuğunuzun önce canını sonra eğitimini kendiniz güvene alın. Eğitim hayatında 1 yıl telafi edilebilir ve de bir tek sizin çocuğunuz muhatap değil bu kayıp, eksikli yıldan. Eğitiminiz, ekonominiz “iyi ve güvenli bir eğitim” sağlamaya yetmeyebilir belki ama çocuklarımızın güvende kalmaları ve güvende hissetmeleri için seferber olabiliriz. Evlatları bu salgın bitse de bitmeyecek kaygılardan, kalıcı hasarlardan korumak önceliğimiz olmalı. Yetişkin tarafta olduğumuza göre sorumluluk alması gereken bizleriz. Bunu yaparken sürüler halinde davranmamız gerekmiyor. Bakanlara veya komşularınıza değil mevcuda bakın. Çocuklarınız üzerinde deney yapılmasına izin vermeyin, siz de yapmayın.
Sonuç olarak öğrenci, öğretmen, veli ve tüm yardımcı personeliyle eğitim zayiatı olmadan bitireceğimiz bir yıl diliyorum ben. Bilimsellik çok geride kaldığı için duacıyım hatta. Sağlık olsun, çünkü mühim…
Öğr. Gör.
Cansel GÜVEN

 
											