2023 Yalnızca Cumhuriyetimizin 100. Yılı değil, gelecek 100 yılı için sınav olacak gibi. Dönüşüm tamamlanacak yahut kuruluş ayarlarımıza doğru çark edeceğiz.
Erkene alınabilecek seçimler bu sınavı öne çekebilir ama devletimizin 100.yaşında mutlak başımızı ellerimizin arasına alıp düşüneceğiz; neydik ne olduk, yolculuk nereye?
Mevcudiyetini korumak isteyen muktedir ve iktidar olmak isteyen muhaliflerin bu sınava hazırlanması için ders notudur:
Üç kıtadan çeyrek yarımadaya küçülmüş Osmanlı’dan miras Türkiye; Kurucu Önderi Mustafa Kemal Atatürk ile esaretten kurtulmuş, bağımsız ve milli sınırlarını çizmiş, enkazdan imar edilmiştir. Kadını ve erkeği ile her yaştan, ırktan ve inançtan insanın MİLLET olabilmesi ortak bir ülküye bağlanması, çok çalışması ile mümkün olmuştur. İşte o millet artık ölü ya da çok yaşlı. Mirası olan tarih aktarılamadı ya da unutturulmaktadır. Bugünün seçmeni çoğunlukla kendini bir ırka, partiye, mezhebe, lidere göre tanımlıyor. Küsse de oyu değişmiyor, küfretse de dönüp oy veriyor, kemikleşmiş ve de cepte. Zümreye ait olmayı toptan reddeden, bıkkın geniş bir kitle de var ki ARTIK BEN demekte. Sizi sıkıştığınız yüzdelik dilimden çıkaracak olan, oyuna talip olacağınız işte o.
Peşin tespitimdir; bu sınavda şans ibresi muhalefetten yana. Zira güncel vaatlerle kandırmışlığı yok. Çünkü; 70 yılı aşkındır tek başına iktidar olamamış, neredeyse 20 yıldır koalisyon bile görmemiş. 70 yıl öncesini yetişkin olarak tecrübe etmiş seçmen de parmakla sayılacak kadar az. Geriye yalanlar kalıyor. muhaliflerin çağrışımı, gerçekler ve iddialar arasında sallantıda. Kim daha inandırıcı olursa artık. 20 yıla yakın iktidarda olan için durum öyle mi? Mevcut seçmenler 2023 vizyonu ile karşına dikilecek muktedire şunu soracak: “nasıl inanalım?”
Adından başlayarak “Adaletiniz nerede, kalkınma dediğiniz bu mudur” denmez mi sanıyorsunuz? En tarafsız hatta iktidardan tarafgir anketlerde dahi adalete güven azalmış, işsizlik, ekonomik kaygılar seçmen gündemindeki öncelik sıralamasında tırmanmış. Önceki seçimlerde tekrarlanan vaatler dahi şunun ispatıdır ki “vaatler yerine gelmiyor”. Yoksa niye tekrarlansın?
Adettendir; eğitim kalitesini arttıracağız, işsizliği bitireceğiz, ekonomi büyüyecek, kalkınma ve refah artacak… gibi yuvarlak cümleler propaganda klişeleridir, olmazsa olmaz. 3 Kasım 2002’den 24 Haziran 2018 Seçimlerine konu kimi SOMUT vaatler ise bariz bir YALAN. Öğretmenleri KPSS siz atayacak iktidar KPSS+alan sınavı+mülakat ile sözleşmeli dahi zor atıyor, üç otuz paraya çalıştırır olmuş. Kalkınma dedikleri fabrikaları ucuza satış, on yıllarca kiralama hatta peşkeş. Adaletin başına siyaset geçmiş, kimin gücü kime yeterse hak arıyoruz. Avrupa birliğine üyelik demiyorum uyum, reformlar unutulmuş, gerilemesek keşke noktasındayız. Refah, zenginlik, gelişme ve kalkınma oranlarımız TÜİK in hayal gücüne endeksli. Öğretmen, polis, imam ve hemşirelere gelecek 3600 ek gösterge, EYT mağdurları, kader mahkumlarına (?) geleceği söylenen kısmi af nerede? Açık ve net vaatler bunlar. Tıpkı parasız eğitim gibi, torpilsiz atama gibi, tarıma sanayiye teşvik gibi, ücretsiz sağlık hizmeti gibi, sosyal ve çevreci belediyecilik gibi karşılığı yok, inandırıcılığı yok. Kıyısına gökdelenler dizilmiş Kanal İstanbul similasyonu var beğenirseniz.
Biz olmazsak mahvolursunuz, öcü gelir, cin çarpar söylemi de artık işlevsiz. Yakıldığı, ahıra dönüştürüldüğü söylenen camiler, ibadetin yasak olduğu yıllar hikaye. Altı AVM, üstü apartman ibadethaneler, ticaretleştirilerek sömürülen din, siyasilerin programına göre okutulan ezan, protokole göre dizilen cemaat gerçek. Allah’la kul arasına komisyonuyla giren siyaset artık para etmiyor, etmeyecek. Bana ne verdin, ne vereceksin, nasıl inanayım diyecek seçmen.
2023’ü menziline alan partiler bu sınava son gün çalışmasın. Çıkacak sorular, ders notu yukarıda. Yaptıklarınız yapacaklarınızın teminatıdır beyler. Cinsiyetçi hitap boşa değil. Siyasilerin çoğu erkek, seçmenlerinin yarısı kadın. Aklı olan önce temsilde adil olur. Gerisine bakacağız artık. Çalışın…
Öğr. Gör. Cansel GÜVEN
AES Onursal Başkanı
