19. Milli Eğitim Şurası Abant’ta Toplansın

  1. Milli Eğitim Şurası Abant’ta Toplansın

İlk Milli Eğitim Şurası Kurtuluş Savaşının toz-dumanı içinde 1921 yılında gerçekleşmişti. Başöğretmenimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün çizmesinin tozuyla bizzat cepheden gelerek katıldığı ilk şuradan buyana 89 yıl geçmiş.

Önceki 17 Şura Başkent Ankara’da gerçekleşmişti. Ankara İl Milli Eğitim Müdürlüğü Bahçesindeki Milli Eğitim Şura Salonumuz adını zaten bu özel görevden almıştır. Bu yıl Kızılcahamam’a taşınan şura gerek içerik, gerek katılım, gerekse de kararlar açısından bir ilkti. Diğer bir ilk eğitim sendikalarının ve derneklerinin şuraya katılım oranının dip yapmış olmasıdır.

1-5 Kasım 2010 tarihleri arasında düzenlenen 18.  Şura;  öğretmen yetiştirilmesi, İstihdamı ve Mesleki Gelişimi, Eğitim Ortamları, Kurum Kültürü ve Okul Liderliği, İlköğretim ve Ortaöğretimin Güçlendirilmesi, Ortaöğretime Erişimin Sağlanması, Spor, Sanat, Beceri ve Değerler Eğitimi ile Psikolojik Danışma, Rehberlik ve Yönlendirme başlıklarında toplandı.

Milli Eğitim’in en yüksek danışma ve karar organı olan şuraya, bakanlık bürokratları, YÖK temsilcileri, rektörler, okul aile birliği başkanları, öğretmenler, MGK ve Genelkurmay Başkanlığı temsilcileri,  belediye başkanları ile muhtarlar katılım gösterirken eğitim iş kolunda kurulmuş birçok sendika ve uzun yıllardır eğitim alanında kurultaylar toplamış köklü eğitim derneklerimiz çağrılmamıştır.  17. Şuraya katılım göstermiş bir temsilci olarak bunun önemli bir kayıp olduğunu düşünmüyorum çünkü milli eğitim politikalarını Genel Kurmay Temsilcileri ve muhtarlarla tartışmanın gerekliliğine inanmıyorum.

Şuradan yansıyan ilk kararlar eğitimin giderek siyasallaştığını kanıtlamanın yanında daha çok toplu görüşme masalarının konularını içermesi açısından ilginçtir. Örneğin, sözleşmeli öğretmenlerin kadrolularla denk olması adına tüm kadroluları sözleşmeli kılma kararı direkten döndü. Ardından ek ders ücretlerinin 12 Liraya çıkarılması karara bağlandı. Derken her 24 Kasımda bir maaş ikramiye dağıtılması tavsiye kararı içine alındı. Yukarıda saydığım konu başlıklarının hiç biriyle akrabalığı olmayan bu tavsiye kararı hangi kılıfla Şuraya sokuşturuldu bilemiyoruz. Türk Milli Eğitimine yön vermek üzere kurgulanan 17 Şuranın hiçbirinde zam, ikramiye konuşulmamıştır. Bunun yeri toplu görüşme-sözleşme masasıdır. Bu tavsiye kararlarının da uygulanma olasılığı son derece düşüktür. Kaldı ki açlık sınırlarında yaşayan öğretmenlerin ekonomik sorunları ek ders veya ikramiyeyle çözülemez, esas olan maaşların düzeltilmesidir.

Amacı başka,  sonucu başka Şuranın henüz yayınlanmayan tüm kararları üzerine öğretmenlerim fal açmış durumda. Yazıyı onlardan ulaşan kararlarla tamamlamak istiyorum:

1- Bekar öğretmenlere sevgililer gününde sevgili verilecek.

2- öğretmenler gününde ölen öğretmenler sorgusuz sualsiz direkt cennete gidecek.

3- Kurban bayramında büyükbaş kurbanlıklar kilosu 12 TL den satılacak.

4- Yılbaşında piyango biletleri sadece öğretmenler için satışa sunulacak.

5- 23 Nisan çocuk bayramında çocuksuz öğretmenlere bakanlıkça birer çocuk temin edilecek.

6- Öğretmenlerin Ramazan ayında 12 gün oruç tutması yeterli olacak.

7- MEB tarafından 30 Günden fazla rapor alınca sözleşmesi iptal olan sözleşmelileri kazadan-beladan korusun diye ücretsiz muska dağıtılacak.

8-Eş durumundan atanamayan evli ama bekar sözleşmelilerin resmi nikahları “boş ol” deyince düşecek.

9-Ücretsiz nöbet tutturulan öğretmenlere idare tarafından “Allah Razı Olsun” denecek.

10-Yandaş sendikaya üye olanlara müdürlük verilecek. (Pardon bu zaten veriliyordu)

Ben bu muhtemel kararları en az diğerleri kadar ciddiye alıyorum. Ankara’dan Kızılcahamam’a taşınan 18. Milli Eğitim Şurası hazırlık, süreç ve sonuç açısından ilklere sahne oldu. Bu mantıkla hazırlanacak 19. Şura’nın Abant’ta toplanması halinde başta milli eğitim sistemimiz olmak üzere cümlemizin tepesine kuş konduracağına eminim. Hayırlı olsun efendim…

Cansel Güven

X